Dilekci Mimarlık kurucusu Durmuş Dilekci camı anlatıyor.
Camın aklınıza getirdiği kavramlar neler olur?
Jean Jacque Rousseau’nun söylediği gibi “tüm taşların en masumu” olarak adlandırılan camla ilgili bu masumiyet kavramı, camın doğrudan ifadesinin yalınlığıyla ilişkili olarak tariflenir. Saydamlığı çağrıştırmasıyla, var olanla yok olan arasındaki sınırı ifade etmesiyle yüzyıllar boyunca mimaride biçimlenme üzerinde etkili olmuş bir malzemedir. Saklayan, peçeleyen, açığa çıkartan, azaltan ama bunun yanında algımızı değiştiren ve çeşitlendiren veya gizem yaratan ifadeleriyle önemli bir yapı malzemesidir.
Cam tasarımlarınıza ne katıyor / nasıl etki ediyor?
Özellikle çevre yansımalarını üzerine alarak kendi varlığını yok edercesine boşluğu tarif etmesi benim için çok değerli. Projelerimde özellikle bu metaforik ifadeyi kullanmayı seviyorum. Camın fiziksel ifadesinin ötesinde camın yüklendiği fenomenal ifadeler benim için yön verici oluyor.
Camı en çok hangi malzemelerle bir arada kullanıyorsunuz?
Camın boşluğu tarif eden yansıtıcı yüzeyini, grafik olarak daha katı malzemelerin güçlü ve sert etkileriyle dengelemeyi seviyorum. GRC, taş yüzeyler genelde son dönemde kullandığım birliktelikleri yaratıyor. Bu, özellikle mimari tasarımda doluluk ve boşluk ilişkilerini tariflemede önemli rol oynuyor.
Zaman içinde cam teknolojisi nasıl gelişti ve sizin için neleri mümkün kılıyor?
Şimdilerde maddeyi ve maddenin değişimlerini izliyoruz. Geçen yüzyıl başındaki saydamlığı çağrıştıran ifadesi, teknolojik gelişmelerle birlikte fiziksel boyutunun da değişmesine yol açıyor. Cam artık yalnız saydam değil, yarı saydam, yansıtıcı, enerji üreten veya koruma gibi bir çok özelliğe sahip bir malzeme haline geldi. Hatta yakın gelecekte üç boyutlu yazıcı ile yazılabilir bir malzeme olarak potansiyellerinden faydalanabileceğiz.
Camın daha özgür kullanımları için hayalleriniz neler?
Cam üretimindeki gerekli enerji tüketiminin azalması veya ortadan kalkması için üç boyutlu yazıcı teknolojisinin gelişmelerini heyecanla bekliyorum. Enerji tüketimin dışında, aynı zamanda üretim ve taşıma limitlerine bağlı olarak boyutlandırma seçeneklerinin önümüze önemli alternatiflerle geleceğini düşünüyorum.
Kaynakça: http://seffafbulten.com